NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ مُعَاذٍ
حَدَّثَنَا
أَبِي
حَدَّثَنَا
الْمَسْعُودِيُّ
عَنْ
الْقَاسِمِ
بِهَذِهِ
الْقِصَّةِ
قَالَ فَلَمْ
يَنْزِلْ
حَتَّى
ضُرِبَ عُنُقُهُ
وَمَا
اسْتَتَابَهُ
Bize Mes'ûdî (Abdurrahman
b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mes'ud) Kasım (İbn Abdurrahman b. Abdullah
b. Mesûd)dan bu kıssayı haber verip şöyle dedi:
"Onun boynu
vuruluncaya kadar Muaz hayvanından inmedi ve onu tevbeye de davet etmedi."
İzah:
Bu dört rivayet aynı
hadisenin birbirinden farklı olan nakilleridir. Onun için hepsinin izahını
birlikte ele aldık. Rivayetler arasındaki fark dinden dönen yahudi asıllı
şahsın tevbeye davet edilip edilmediği konusundaki ihtilaftır.
Hz. Nebi (s.a.v.), Ebû
Musa el-Eş'ârî ile Muaz İbn Cebel'i Yemen'deki iki vilayete vali olarak
göndermişti. Bu iki zat zaman zaman birbirlerini ziyaret ederlerdi. Metinden
anlaşıldığına göre Ebû Musa'nın Yemen'e gidişi Muaz'ın gidişinden önce olmuştu.
Kıssa'da anlatılan Ebû
Mûsâ ile Muaz (r.anhuma)'ın
karşılaşmalarının Hz. Muaz'ın ilk gidişinde mi yoksa bilahere aralarında geçen
ziyaretleşmelerden birisi esnasında mı olduğu konusunda bir açıklık yoktur.
Hz. Muaz Ebu, Musa
(r.a)'nın yanına vardığında, Ebu Musa onun al-tma: "visâde = yastık"
atmıştır. Bu, arapların bir adeti idi. Fazla ikram etmek istedikleri
şahısların altına yastık verirlerdi. Bazı alimler burada vi-sade'nin sergi,
minder manasında kullanıldığını söylerler. Nevevi bunu reddederek visade'nin
yastık olduğunu, buna sergi denildiğini hiç bir kitapta görmediğini söyler.
Ancak biz türkçeye uygun olması için "minder" diye terceme ettik.
Cabir (r.a), Ebû
Musa'nın yanında bağlı bir adam görünce hayret etmiş ve onun kim olduğunu sormuştur.
Taberanî'nin rivayetine göre Cabir (r.a) şöyle demiştir: "Kardeşim, sen
insanlara işkence etmek için mi gönderil-din? Biz ancak onlara dini Öğretmek,
faydalı şeyler öğretmek için gönderildik" demiş, onun müslümanlıktan
çıkan bîr mürted olduğunu öğrenince ateşte yakılmasını istemiş ve yahudi ateşe
atılarak yakılmıştır. Ancak bu rivayete göre yahudinin öldürüldükten sonra
yakılmış olduğunu söylemek gerekir. Çünkü hadisin bir çok rivayetinde onun
Öldürüldüğü ya da boynunun vurulduğu söylenmektedir. Ebu Davud'un rivayetinin
yanı sıra Buhari ve Müslim'de de adamın öldürüldüğü ifade edilmiştir. Ayrıca
bir suçluyu yakarak cezalandırmak Allah'a ait bir şeydir. Müslümanlar bundan
men edilmişlerdir. O halde rivayetlerin arasını te'lif için Taberanî'nin rivayetindeki
yakılma olayını öldürüldükten sonra yakılma şeklinde değerlendirmek gerekir.
Üzerinde durulması
gereken diğer önemli bir konu da, irtidad eden şahsa öldürülmeden önce İslamî
telkin ve tevbeye davetin yapılıp yapılmadığıdır. Hadisin bazı rivayetlerinde
bu konuya hiç temas edilmemişken bazılarında tevbeye davet edildiği, hatta
birisinde bu davetin yirmi gün kadar sürdüğü bazılarında ise davet edilmediği
söylenmektedir. Ancak tevbeye davet edilmiş olduğuna işaret eden haberler
vakıaya daha uygundur. Ebu Musa'nın mürteddi hemen öldürmeyip bağlı tutması,
onun tekrar İslama dönme umudunu koruduğunu gösterir. Nitekim Hz. Ömer (r.a)
Mürted konusunda yazdığı bir mektupta: "Onu üç gün hapsediniz, her gün
çörek yediriniz. Umulur ki o tevbe eder de Allah tevbesini kabul eder"
demiştir. Sahabeden hiç bir kimse bu mektubu inkâr etmemiştir. Dolayısıyla bu,
sahabenin icmaı hükmündedir. Mürtedde tevbe teklifini lüzumlu gören alimler
ayrıca;
"Eğer tevbe
ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse serbest bırakınız." (Tevbe
9/5) ayetini de delilleri arasına alırlar.
Babın ilk hadisini izah
ederken de söylediğimiz gibi, ulemânın cumhuruna göre mürted öldürülmeden önce
tereddüdü izale edilir ve tevbeye davet edilir. Ancak tevbe için verilecek
mühletin süresi ve tevbe teklifinin adedi ihtilaflıdır.
Hanefilere göre
mürtedin üç ayrı günde üç defa tevbe etmesi istenir. Ahmed b. Hanbel, İshak ve
İmam Malik'e göre üç gün davet edilir, kabul etmezse öldürülür.
Ubeyd b. Umeyr, Tavus
ve Hasenül-Basri'ye göre mürteddin tevbeye davet edilmesine gerek yoktur.
Derhal öldürülür. Ata'dan rivayet edilen bir görüşe göre ise; eğer mürted aslen
müslüman olur da irtidad ederse tevbesi istenmeden öldürülür. Ama daha önce
gayri müslim iken İslama girmiş daha sonra irtidat etmişse tevbeye davet
edilir.